3 Kasım 2010 Çarşamba

Aşk mı? O yiğitlerin işidir…

Aşk mı? O yiğitlerin işidir…

Aşk yiğitlerin yaşaması gereken bir duygudur ama O'nu herkes yaşamaya kalkar. Bu sebepledir ki aşk dediklerini ellerine yüzlerine bulaştırırlar. Bu meydanda sonuna kadar kalabilmelisin!.. Seni sarhoş edecektir içerek susmalısın!.. Seni bir hoş edecektir, severek susmalısın!.. Yıldızlar ayaklarının altından geçerken sağlam durmalısın!..
Aşk; yıkılıp kalmaya gelmez.

İçinin içine sığmadığı anlar olacaktır, hoyratlar duymamalı… Susmalısın!..
Aşk; haykırmaya gelmez.

Kendini ifade edemediğin çaresiz kaldığın bu son nokta dediğin kapıları çarparak gitmen gerektiğini düşündüğün anlar olacaktır. Kalmalısın!..
Aşk; çekip gitmeye gelmez.

Durmaksızın geceni gündüzünü birbirine katarak O'nun sana doğru gelmesini beklemeden O’na doğru koşmalısın!..
Aşk; durup beklemeye gelmez…

Bana uğramadı deme. O hayatında herkese en az bir kere uğrar.
Sen O’nu her an her cenahtan beklemelisin. O’nun için kavramların hiçbir önemi yoktur bunları bilmediğinden bazen kapıyı bazen pencereyi bazen bakışı bazen içten bir gülüşü bazen gözyaşını kullanarak sana gelecektir. Beklemelisin!..
Aşk beklememeye de gelmez.

İlk bakışta kuralsızlıklar bütünü olarak gözükecektir. Bu seni yanıltmamalı. Aşk komplike bir duygudur ve O’nun da kendine göre doğruları vardır. Sana geldiği an kuralsız şartsız kabul etmelisin!..
Aşk; kural koymaya gelmez.

Sana bir çok seçenek sunacaktır. En kestirme gözükeni faturası en ağır olanıdır. En uzak gözükeni ise meyvesi en tatlı olanı olacaktır. Burada tadımlık veya doyumluk seçeneğini sen belirlemelisin!.. Tadımlık olanlar aşk sınıfına girmeyecektir sadece aşkın küçük bir numûnesi gibi gözükecektir.

O Sana gitmemek üzere gelir. O sebeple sakın kollarından kayıp gitmesine izin verme.Sıkıca sarılmalısın ama canını yakmadan sıkıca sevmelisin!.. Sabretmelisin!.. Aşk; en kısa sürede en uzun sabrı, en uzun metaneti bitmeyen hamiyeti gösterenlerin kazandığı yiğitler arenasıdır.
Aşk yiğitlerin işidir...!!!


Bekir Ahiskalı
Kekeme Kaval 45
Aşk Yiğitlerin işidir.

30 Ekim 2010 Cumartesi

44- Bir tohuma özenirim.


Bir tohuma özenirim.


Önce gömülmeyi göze almak lazım. Topraktan başını çıkaramamakta var. Yılana, çıyana yem olmakta var. Bir taşın altında ezilip kalmakta var, bir kıratın nalının altında parçalanmakta. Soğuğu da var hayatın, sıcağı da... Önce hayatta kalmasını bilmeli değil mi?

Şimdiye kadar ölenlerin asla başını kaldıramadığı bir yerden, başını kaldırabilmeli. Toprak gibi mezun olması zor olan darı terbiye mektebini bitirmeli önce. Sonra başını; hayatını başka olanı yaşatmamakla, onları yemek yutmakla devam ettiren hayvanat, nebatat ve ademoğullarının olduğu bir dünyaya kaldırmak. İklimi var, mevsimi var ve sen yükselmeye, güneşe dokunmaya çalıştıkça seni köklerinden sıkıca kavrayan, bir ana gibi bağrına basan topraktan kopmadan bunları yapabilmek. Bütün bunlara rağmen yağmurdan sudan yeterince beslenerek başak haline gelebilmek, çoğalabilmek. . Bir cılız bedenle batmanlar kadar ağır başakları herşeyi yutabilen topraktan, fazlasıyla her şeyi çürütebilen sudan yüksekte tutabilmek.


Bir tohuma bu iradeyi veren, temel taban yazılımını yapan ve bu yazılımı hayata geçiren bir kudret olmalı... Bir beşer olarak yürüyen ayaklarım, tutan ellerim ve düşünen beynim olmasına rağmen ayağım sekmeden, burnum sürtmeden ayakta kalamadığımı düşündükçe bu iradeyi veren iradenin sınırsızlığını düşünmeden de edemiyorum. "Doğa dene bu ezeli-ebedi belli faninin bu işin altından kalkacak kudrette olamadığını da biliyorum. O halde bu tasarımı yapmak kadar, bunu uygulamak, kayıt altına almak ve bir sona, neticeye doğru götürmek de bir iradenin kudretidir. Hele de bu irade bütün bu çarka küçük diyorsa büyük dediklerini düşündükçe acziyetimi, fakrimi idrak ediyorum.


Bu çarkın belki de en küçük çarkı olan tohuma özeniyorum. O tohumda buldum güzellikleri. Şairliğimin şifresi kimsenin göremediği sancıları hissetmemde gizlidir.

Charlie Cahplin der ki;

"İşte başarı anahtarım:
Allah ne yarattı ise, onu sevmekteyim. Kör bir gözde güzellik arayacak kadar ıstırap çekeni sevmekle sanatımın zirvesinde kendimi buldum."




Bekir Kale Ahıskalı
Kekeme Kaval-44
Ekim 2010